Testi Geçti mi? | Ürün Yönetiminde Test Süreçleri

Berk Buldanlı
4 min readFeb 7, 2022

Test denilince aklımıza ne geliyor? İlkokul döneminden başlayan ve üniversiteden mezun olana kadar devam eden sınavlar, yazılılar, quizler, ÖSYS-SBS ve adı her yıl değişen, hayatımıza etki eden kimi çoktan seçmeli kimi açık uçlu sorular mı? Belki de çoğumuz artık bıktık, hayatımızın ilerleyen dönemlerinde test-yazılı-sınav gibi kelimeleri duymak istemiyor olabiliriz.

Peki, test kelimesi proje ve ürün yönetimi süreçlerinde nasıl bir önem taşıyor?

Photo by Kelly Sikkema on Unsplash

Test işlemleri proje yönetimi ve ürün yönetimi süreçlerinde çok büyük rol oynuyor. Doğru zamanlarda test gerçekleştirmek, projenin veya ürünün çıktı kalitesinde, kullanıcı deneyimini beklenen düzeyde karşılamasında ve hem çalışan hem de müşteri mutluluğunu yükseltme noktasında çok büyük rol oynuyor.

Test süreçleri gerçekleştirilirken birden fazla yöntem mevcut. Özellikle prototip aşamasında veya MVP olarak ilerletilen ürün-proje süreçlerinde aşağıdaki uygulamalar kullanılır.

1- Fake Door Testi

2- Wizard of Oz(Oz Büyücüsü) Testi

3- A/B Testi

Yukarıdaki süreçleri sırayla inceleyelim 👇🏻

Fake Door Testi

Fake Door testi, yeni bir özellik çıkarılacağı zaman kullanılan test süreçlerinden birisi. Çoğunlukla henüz çıkmayan ve tamamlanmamış süreçlerin testinde kullanılan, kullanıcıların o özelliğe ne şekilde tepki verdiklerini ve ilgilerini ölçmeye yarayan Fake Door testi, hızlı veri elde etme ve maliyet odaklı olması açısından şirketler tarafından kullanılan bir test süreci.

Örneğin, E-Ticaret sitenizde “Stoğa Gelince Haber Ver” özelliğini geliştirmek istiyorsunuz. Fakat kafanızda soru işareti var. Kullanıcılarımız gerçekten bu özelliği sitemizde görmek istiyor mu? Biz bu özelliği geliştirdiğimizde tepkileri ne olacak? Özelliği kullanacaklar mı?

Bu soruların cevapları ışığında kullanıcı deneyimine göre özelliği geliştirmeye karar vereceksiniz veya geliştirme eforuna katlanmadan farklı özellikler üzerinde çalışacaksınız.

Photo by Wesley Tingey on Unsplash

Bu sorulara cevap vermek adına gereken test süreci “Fake Door Testi” diyebiliriz.

Hızlı bir şekilde Ürün Detay sayfanızda stoğu biten ürünlerin altında yer alan “Sepete Ekle” butonu yerine “Stoğa Gelince Haber Ver” butonunu ekleyin ve kullanıcılarınızın tepkisini ölçmeye başlayın. Böylece kullanıcılarınız gerçekten “Stoğa Gelince Haber Ver” özelliğine ilgi duyuyor mu ve bu özelliği geliştirme planınıza almalı mısınız fikir sahibi olacak, veriye dayalı karar verebilir konuma geleceksiniz.

Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) Testi

Oz Büyücüsü filmini izlediniz mi veya kitabını okudunuz mu?

Oz Büyücüsü testi, aslında tıpkı film gibi. Test sürecinde yer alan kullanıcılar tüm işlemlerin otomatik bir şekilde ilerlediğini düşünürken, aslında arka planda bir kişi tarafından süreçler ilerletiliyor. Filmdeki gibi büyülü işlemler olmasa da, otonom sistemler insanlar tarafından ilerletilerek otomatik hissiyatı yaratılıyor.

Peki faydaları neler? Henüz prototip aşamasında olan ve belki de otomasyonları, entegrasyonları gerçekleştirilmemiş ürününüzün tüm yazılımsal ve donanımsal süreçlerini beklemeden test edebilir konuma geliyorsunuz. Böylece kullanıcı tepkilerini daha erken tespit edip, kullanıcı deneyimini iyileştirme adına daha sağlıklı adımlar atabiliyorsunuz.

Maliyet-odaklı bir test süreci olması ise şirketler tarafından tercih edilmesinin nedenlerinden birisi.

A/B Testi

Belki de dijital süreçlerde en çok kullanılan testlerden birisi A/B testi diyebiliriz.

Photo by Chris Liverani on Unsplash

Kontrollü deney olarakta tanımlayabileceğimiz A/B testi, yeni geliştirdiğiniz bir özelliğin mevcut duruma göre nasıl bir getiri sağladığını, göz önünde bulundurduğunuz metrikler özelinde olumlu mu, olumsuz mu sonuç verdiğini inceleyebilmenizi sağlayan bir test yöntemi.

Örnek üzerinden gitmek daha iyi olacaktır. “Fake Door Testi” örneğindeki özelliği tekrardan ele alalım. “Fake Door Testi”nde “Stoğa Gelince Haber Ver” özelliğine kullanıcıların verdiği tepkiyi ölçtünüz ve gerçekten de yüksek seviyede bir ilgi olduğunu gözlemlediniz. Buna istinaden özelliği ilgili geliştirme dönemine aldınız, kullanılabilirliği ve fonksiyonaliteyi kontrol ederek canlıya çıkardınız. Ürün yönetiminde her zaman geliştirme odaklı olmak en önemli noktalardan birisidir.

Özelliği çıkardıktan sonra ne şekilde geliştirebiliriz ve maksimum faydayı sağlayabiliriz sorularını kendinize sormaya başladınız. Özelliği geliştirmek adına CTA(Call-to-Action) yazısını düzenleyip, buton metnini farklılaştırma noktasında karar kıldınız. Önünüzde 2 varyant oluştu.

1* “Stoğa Gelince Haber Ver” metni. 2* ise “Stoğa Gelince Bilgilendir” metni. Bu 2 metni varyant olarak ele alıp, “Stoğa Gelince Bilgilendir” metnini kullanıcıların belli bir yüzdesine sunarak A/B testini gerçekleştirebilirsiniz. Burada önemli olan nokta, diğer tüm özelliklerin ve elementlerin-değişkenlerin aynı olması ve değişen tek şeyin yalnızca kontrol edilecek varyant olan “Stoğa Gelince Bilgilendir” metni olması.

Bu süreçte Google Optimize, Optimizely gibi araçları kullanarak A/B testinizi gerçekleştirebilirsiniz. Genel pratikte %50–%50 olarak rastgele ayrıştırma yapılarak kullanıcıların yarısına eski metni, yarısına yeni metni gösterebilirsiniz. Sonrasında belli periyotlarla istatistikleri gözden geçirip, ana metrik olarak tanımladığınız metrikleri ele alarak hangi varyantın daha iyi performans gösterdiğinin analizini gerçekleştirmeniz gerekiyor. Ana metrikleriniz;

  • Tıklama Sayısı
  • Elde Edilen Gelir
  • Sepete Ekleme Sayısı

gibi metrikler olabilir. Bu metriklerin analizi sonrası testinizi %80-%20 oranında devam ettirebilirsiniz veya metrikler gerçekten sağlıklı bir sonuç ortaya çıkardıysa testi sonuçlandırıp kazanan varyant ile yola devam edebilirsiniz.

Yoğun olarak yeni özellik çıkarma aşamasında, MVP ve prototip aşamalarında yukarıdaki 3 test tekniği kullanılmaktadır.

Diğer yazılara aşağıdan erişebilirsiniz;

--

--

Berk Buldanlı

Product & Project Management | Data Science | Digital Transformation | Technology Development